Küçük bir kız öğretmeni ile balinalar hakkında konuşuyordu.
Öğretmen
bir balinanın insanı yutmasının fiziksel olarak imkansız olduğunu
söyledi, çünkü balinaların boğazı çok küçüktü. Küçük kız Jonah'ı (Yunus
peygamber) bir balinanın yuttuğunu söyledi, sinirlenen öğretmen
balinanın insanı yutamayacağını tekrarladı, bu imkansızdı.
Küçük kız şöyle dedi, "Cennete gittiğim zaman Jonah'a soracağım" *
Öğretmen "Ya Jonah cehenneme gittiyse?" diye yanıtladı. *
Küçük kız "O zaman sen sorarsın!"
*
*
Bir
anaokulu öğretmeni sınıftaki çocuklar resim yaparken, onları
seyrediyordu. Her çocuğun çalışmasına bakmak için sınıfta dolaşıyordu.
*Gayretli bir şekilde çalışan küçük bir kızın yanında gittiğinde, * ona
ne çizdiğini sordu.
Kız yanıtladı, "Tanrıyı çiziyorum"
Öğretmen duraksadı ve sordu, "Ama hiç kimse Tanrının neye benzediğini bilmiyor"
Kız kafasını kaldırmadan yanıtladı, "Birazdan öğrenecekler"
*
*
Bir
Pazar okulu öğretmeni beş, altı yaşlarındaki çocuklarla On Emri
tartışıyordu. Anne ve Babaya "saygı" emrini açıkladıktan sonra, sordu,
"Kardeşlerimize nasıl davranacağımızı öğreten bir emir var mı?"
(Bir ailenin en büyük çocuğu olan) küçük bir oğlan yanıtladı, "Öldürmemelisin"
*
Bir
gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını
seyrediyordu. Aniden annesinin saçlarında beyazlar *olduğunu fark etti.
Annesine baktı ve merakla sordu, "Neden saçında beyazlar var anne?"
Annesi yanıtladı, "Her yanlış yaptığında, beni kızdırdığında, mutsuz ettiğinde, saçlarımdan biri beyazlar"
Küçük kız bu cevap üzerinde bir süre düşündü ve sonra sordu, "Anne, anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?" --
*
*
Çocuklar
hep birlikte fotoğraf çektirmişlerdi, öğretmen her birini *bir fotoğraf
almaya ikna etmeye çalışıyordu. " Düşünün, büyüdüğünüz *zaman bu
fotoğrafa bakıp 'Bu Jennifer, o avukat,' veya 'bu Michael, o doktor'
demek ne kadar güzel olur"
Sınıfın arkasından zayıf bir ses çınlar "Ve bu öğretmen, o öldü."
*
*
Bir
öğretmen kan dolaşımı üzerine ders anlatıyordu. Konuyu daha iyi
açıklamaya çalışarak şöyle dedi, "Şimdi, sınıf, eğer başımın üzerinde
durursam, bildiğiniz gibi, kan başıma iner ve yüzüm kıpkırmızı olur".
"Evet" dedi sınıf.
"O zaman, neden ben olağan pozisyonda ayakta dururken kan *ayaklarıma gitmiyor?"
Küçük bir oğlan bağırdı, "Çünkü ayakların boş değil"
*
*
Çocuklar
öğle yemeği için Katolik ilkokulunun kafeteryasında *sıraya
girmişlerdi. Masanın başında büyük bir elma yığını vardı, *rahibe bir
not yazıp elma tepsisinin üzerine asmıştı: *"Sadece BİR tane alın. Tanrı
izliyor"
Sırada biraz daha ilerleyince, masanın diğer ucunda büyük
bir çikolatalı çörek yığını vardı. *Bir çocuk not yazmıştı, "İstediğiniz
kadar alın. Tanrı elmaları gözlüyor"
xDDD ne diyebilirim ki
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]